Şirketlerin büyük çoğunluğu kendi karbon emisyonlarını düşürmeye odaklanırken, yeni bir teşebbüs sayesinde atmosferdeki CO2’yi kullanıp sürdürülebilir hale getirerek jet yakıtı üretmeyi başardı. Halihazırda küçük ölçekli olan çalışma sayesinde karbon emisyonlarının en az yüzde 10’unun “azaltabileceğini” düşünülüyor.
Karbondioksit Jet yakıtına dönüşüyor
Sürdürülebilir havacılık yakıtı (SAF) konusunda uzmanlaşmış bir teşebbüs, havadaki CO2’den jet yakıtı oluşturmak için ABD Savunma Bakanlığı ile 65 milyon dolarlık bir mukavele imzaladı. Kontrat, havadan CO2 çıkarabilen ve bunu yakıt sınıfı alkollere ve parafine dönüştürebilen sistemin araştırma ve geliştirmesini ilerletmek gayesiyle Air Company teşebbüse fon sağlayacak.
Air Company’nin halihazırda CO2’yi jet yakıtına dönüştürme süreci zati bulunuyordu. Bu prosedür hakkında tanıtım yazısı yayınlayan Şirket, yaklaşık 100 yıllık Fischer-Tropsch sürecindeki bir adımı ortadan kaldırdığını tez ediyor. Endüstriyel mısır fermantasyonundan CO2 oluşturulmasını, hasat edilmesini ve depolanmasını içeren bu proje bir epey enteresan. Sistem fermente sürecinden sonra hidrojen gazı (H2) ve oksijen (O2) üretmek için su elektrolizini kullanıyor.
O2 Namı öbür Oksijenin büyük çoğunluğu ağaçlar tarafından üretilip atmosfere salınır, H2 ile tutulan CO2, bir katalizör vasıtasıyla reaktörü besleyip yakıtı üretebiliyor. Kimyasal tepki sonucunda etanol, metanol, su ve parafin üretildi. Damıtma sistemiyle, bu bileşenler votka, parfüm , el dezenfektanı ve SAF üzere öbür eserlerde kullanılmak üzere ayrıştırılabiliyor.
Şirket şimdi global CO2 düzeylerini etkilemek için gereken büyüklükte üretim yapamıyor. Lakin CEO Gregory Constantine, Air Company ve öbür şirketler vasıtasıyla ölçeklenebilir üretimin yapılması olası görünüyor. Yakıta bağımlı sanayilerin SAF’ye geçmesi durumunda bunun karbon emisyonlarını yüzde 10’dan fazla azaltabileceği düşünülmekte.
Constantine, USA Today’e verdiği demeçte “Bu mukaveleler [bizim] teknolojinin büyümesine ve geliştirilmesine odaklanmamıza müsaade veriyor. Teknolojimizin özü sahiden karbon kullanımına odaklanıyor.” dedi.
Ne yazık ki, şirketin bu büyük maksadı uyarlanabilirlik konusunda hala çok uzakta. Savunma Bakanlığı kontratı, Air Company’nin sürecini iyileştirmesine ve büyük ölçekli bir üretim tesisi kurmasına yardımcı olabilir, lakin birden fazla şirketin tüm havacılık sanayisini beslemeye yetecek kadar SAF üretmesi biraz güç görünüyor. Diğer bir zorluk ise birden fazla düzenleyici kurumun SAF kullanımına ait belli sınırlamalar koymasıdır.
Constantine, “Mevcut yasa ve yönetmelikle, uymamız gereken karışım limitleri var. Yarattığımız yakıtta karıştırılmaması gereken bileşenler var. Önümüzdeki birkaç yıl içinde bu karışım limitlerinin artacağını ve düzenlemelerin sonunda yüzde 100 SAF kullanımına müsaade vereceğini umuyoruz.” dedi.
Air Company halihazırda üç havayoluna -Boom, JetBlue ve Virgin Atlantic- üzere şirketlere SAF sağlamak için kontrat imzaladı. Şirketin araştırmaları büyüdükçe bu sayının artması bekleniyor.
0 Yorum