“Enkaz altında kalan depremzedelerde farklı boyutlarda sıhhat meseleleri meydana geldi, bunlar ortasında en sık görülen rahatsızlıklardan biri ise kompartman sendromu oldu” diyen Didem Taşlıyurt şu değerlendirmeyi yaptı: “Kompartman sendromu kol ve bacak kaslarındaki basıncın önemli ve tehlikeli boyutlara ulaşması sonucu ortaya çıkan önemli ağrılı klinik bir durumdur. Kaslardaki basıncın önemli boyutlarda artışı, kasların içinden geçen toplardamarlarle atardamarların tıkanmasına yol açarak kangren, uzuv kaybı (ampütasyon) ve felç ile sonuçlanabilen önemli ve çabucak müdahale edilmesi gereken bir durumdur. Kompartman sendromu akut ve kronik olarak ikiye ayrılmaktadır. Akut kompartman sendromunda acil ve çabucak müdahale gerekirken, kronik kompartman sendromunda acil tedavi gerekmez. Depremzedelerde görülen kompartman sendromu çoklukla akut olandır, bu sendromu yaşayan kişi önemli biçimde ağrı ve acılı bir basınç hisseder. Bu durumda bireye gerekli ve acil tedavi sağlanmazsa hasar alan kısımda kangren, uzuv kaybı (ampütasyon) ve felç meydana gelebilir. Kronik olan kompartman sendromu ise çok idman ve sportif aktiviteler sonrası görülmekte olup, idman ölçüsü azalınca ya da hasta istirahat edince rahatlama görülür.”

Kompartman sendromu, kol ve bacak kaslarındaki basıncın önemli boyutlara ulaşmasıyla ortaya çıkıyor.
Belirtileri neler?
Uzuv ve kasta gözle görünür biçimde şişlik ve büyüme.
Kişi kaslarını hareket ettirmeye çalıştığı sırada önemli bir ağrı ortaya çıkar.
Kaslar gergin ve sert hissedilir.
El ve ayaklarda dokunma duyusunda azalma ve his kaybı görülür.
Kaslarda kuvvet kaybı.
Cerrahi uygulama
Fizyoterapist Didem Taşlıyurt, akut kompartman sendromunun tedavisinde cerrahi gerektiğini belirtirken şunları söyledi: “Cerrahi sonrası tedavide olağan yaşama dönüş birkaç ayı bulabilirken, cerrahi sonrası antrenmanlar de kıymetli. Burada fizyoterapistlere büyük iş düşüyor. Kronik kompartman sendromunda ise çoklukla cerrahiye gereksinim duyulmaz. Fizyoterapi ve ilaçlarla rahatlama olur.”
0 Yorum