Milli Ekipler alt kategorisinde yine yapılanma atılımı geldi. Ümit ve Genç Ulusal Ekipler’de Tolunay Kafkas periyodu sona erdi. Kafkas’ın akabinde Trabzonspor’un efsane golcüsü Hami Mandıralı’nın yanı sıra Şenol Ustaömer, Turan Sofuoğlu, Sinan Turhan, Mehmet Hacıoğlu, Mehmet Yıldırım, Bülent Akyıldız ve Mehmet Bölükbaşı’nın da misyonlarına son verildi. 2020 yılından bu yana Ümit Ulusal Kadro’nun misyon yapan 54 yaşındaki teknik adam, ayrılığın perde gerisini Milliyet Gazetesi’nin duayen muharriri Attila Gökçe’ye anlattı. Tecrübeli teknik yönetici, Türkiye Futbol Federasyonu İdare Konseyi Üyesi ve A Ulusal Futbol Grubu Sorumlusu Hamit Altıntop için sitemkar sözler kullandı. İşte Gökçe’nin yazısından o kısım:
‘BİR VEDAYI HAK ETMİYOR MUYUM?’
“Ümit ve Genç Ulusal Kadrolar Teknik Yöneticisi Tolunay Kafkas misyonu bıraktı. A Ulusal Takım’a 17 futbolcu yetiştiren milletlerarası turnuvalarda her yaş kategorisindeki başarılarla madalyalar kazanan Kafkas Hoca, kalbi kırılarak meskenine dönüyor: “Bir mevzuyu görüşmek üzere telefonla aradığım Hamit Altıntop (Hocam ben de seni arayacaktım. Liderimiz artık sizinle çalışmak istemiyor) dedi. Bu kadar mı olur yani! Ben bir el sıkışmayı vedayı ve helalleşmeyi hak etmiyor muyum?”
‘MİLLİ VAZİFENİN TAZMİNATI OLMAZ’
Peki tazminatını aldı mı? “Milli misyonun tazminatı olmaz” diyor Tolunay Hoca. Onun en çok üzüldüğü husus ”Genç futbolcuların baba üzere sevdiği teknik grubun en deneyimli hocası Güngör Şahinkaya’nın da misyonu bırakmak zorunda kalması”… Tolunay Kafkas’a teşekkür borçluyuz.
Yerine gelecek antrenör kimdir ne yapacak merak bile etmiyorum. Teknik eğitimin ve sistemin başındaki yanlış örnek süredursun merak edilecek ne kaldı ki!”
Attila Gökçe, yazısında ülkemizi yasa boğan sarsıntının akabinde Türkiye’nin tek yumruk olduğu Trabzonspor-Basel maçındaki duygusal manzaraları de kaleme aldı.
‘FELAKETTEN DOSTLUĞU ÖĞRENDİK, VİRA BE ARKADAŞ!’
“İkisi de anlamlı… İkisi de insanlığa armağan edilmiş vicdan yapıtları.
Pablo Picasso’nun “Guernica”sı ile Trabzonspor taraftar kümesi Vira’nın Basel maçında gerçekleştirdiği o unutulmaz koreografi… Bence ikisi de çok kıymetli… O koreografiyi elbette Guernica’nın eşsizliği ile kıyaslamayacağım. Picasso, savaşın ne kadar büyük bir felaket olduğunu anlatıyor bize… Vira taraftar kümesi da barışın ve masumiyetin renklerini sunuyor.
Guernica’yı yapan Picasso yalnızca siyah ve gri tonları kullanıp savaş ve katliama karşı tüm renkleri dışarıda tutmuştu. Vira taraftar kümesi ise tüm renkleri kucaklıyor onlara el uzatıyor. Uzatılmış elleri tutup çözülmez sevgi bağları oluşturuyor.
‘TÜM FUTBOLSEVERLER, BİRLEŞİN’
Trabzonspor Basel maçının, tam da bu nedenle doksan dakikalık bir oyun olmanın ötesinde spor kültürümüzde de ihtilal sayılacak bir yanı var: Tüm futbolseverler, birleşin! Renklerinizle tribünleri çiçeklendirin. Davete samimiyetle uyan 30 binden fazla seyirci kulüp ayrımı olmaksızın sporun kardeşliğini örnekledi. Sarsıntıda kaybettiğimiz canlara hürmet sundu, yaralılara güç verdi. Stattaki herkesin hem giriş hem de anı bileti alarak oluşturduğu 7,5 milyon liralık bedeli hiç bekletmeden sarsıntı bölgesine gönderdi.
O koreografide acıyı paylaşıp yardımlaşan Türk insanı ile onlarca ülkenin arama-kurtarma-çadır ve hastane kurma gruplarının emeği sembolize edilmişti. Şiddetli soğuğa dayanamayıp ölen Meksika grubunun köpeği emektar Proteo’nun da hürmet tablosunda yeri vardı.
İŞTE O YAPITIN KAHRAMANLARI
Başkan Ahmet Ağaoğlu ile yazışarak o yapıtın kahramanlarını öğrendim. Vira Taraftar Derneği Lideri Ahmet Hamzaçebi 36 yaşında, grafiker. Kümenin üyelerinden biri de Trabzonlu kızımız İç Mimar Merve Sevim… Tekrar de kolektif bir gayret ile ilham perilerine ulaşan 100’e yakın küme üyesinin katkısı var yapıta. Merve Sevim, sulu boya ile bir taslak yapmış. Sonradan çizime Proteo da eklenmiş. Yardıma koşan birtakım ulusların bayrakları sembolik olarak kasklara işlenmiş. Merve’den yepyenisi alan küme içindeki “becerikli” eller kare büyütme sistemi diyebileceğimiz prosedürle çok meşakkatli işi güç şartlar altında tamamlamışlar. Merve Sevim alçakgönüllü bir ses tonuyla “ Bundan evvelki koreografilerde de emeğim var. Çok yaratıcı düşünen ağabeyler ve kardeşler ortasında bana da çizmek kalıyor” diyor.
Hayatın bana öğrettiği bir şey var: Spor sanat ve bilim tam manasıyla sacayağıdır. Uygarlık onun üzerinde gelişir. Sporla sanatın buluşmasını gördük, çok hoştu. Bilim mi? O esasen unutulduğu an, cezalandırıyor biliyorsunuz.”
0 Yorum